Her speech moved the audience.
- Onun konuşması izleyiciyi tahrik etti.
The excited audience ran into the concert hall.
- Heyecanlı izleyici konser salonuna koştu.
My video channel on YouTube has a wide viewership.
- YouTube'taki video kanalımın çok sayıda izleyicisi var.
Television enlightens the viewers as well as entertains them.
- Televizyon izleyicileri eğlendirmesinin yanı sıra onları aydınlatır.
The spectators in the gallery were making a lot of noise.
- Galerideki izleyiciler çok gürültü yapıyorlardı.